‘‘HER SÖZCÜK FAZLADAN BİR SÖZCÜKTÜR……’’ – E. M. CIORAN

İnsan bir uçurumdur..- CIORAN

cioran-2

‘..Hayat ise sadece kesintilerle mümkündür. İnsanlar bu yolla hayata tahammül ederler, uykunun verdiği kesintiler sebebiyle. Uykunun ortadan kalkması bir tür uğursuz devamlılık yaratır. Tek bir düşmanınız vardır, o da gündüzdür, gün ışığıdır..’

‘..Bir kitabın hakikaten bir yara olması gerektiğine , okurun hayatını herhangi bir şekilde değiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Benim kitap yazarken ki fikrim , birinin gözünü açmaktır, onu sopalamaktır. Gazete okur gibi okunan kitapları sevmiyorum : Bir kitap , her şeyi altüst etmelidir, her şeyi sorgulama konusu etmelidir..’

cioran-1

‘..her insanin içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar..’

‘..her arzunun içinde bir keşişle bir kasap tepişir..’

cioran-3

‘Hiçbir şey eskisi gibi değil; günümüzde bir de insanın benzeri görülmemiş ve akla sığmayan bir değişikliğe uğradığını göreceğiz. Hıristiyanlık hapı yuttu, ama tarih de yuttu. İnsanlık kötü bir yola girdi. Bütün diğer türlerin yerini alan bu insan kaynaşması tahammül edilmez bir şey değil mi ? Sonunda tek ve eşsiz bir metropol olacağız , küresel bir mezarlık.. İnsan kendisini çevreleyen her şeyi kirletiyor ve yozlaştırıyor; önümüzdeki elli yıl içinde kendisi de büyük bir yıkıma uğrayacak..’ (1970 yılında yapılmış bir röportajdan.)

cioran-4 

‘..Yirmi yaşımdayken, gecenin üçünde evden çıkan ve şehirde öyle dolanan bir oğlu olduğu için annem elbette ki ümitsiz bir durumdaydı. Hiçbir şey yapmayan ve okuyan bir oğlu olduğu için. Ama bunun hiçbir anlamı yoktu : Kısacası tam bir başarısızlık örneğiydim. Çok şey vaat etmiş ve hiçbir vaadini yerine getirmemiş bir tiptim. Size bunu söylüyorum çünkü..neyse, göreceksiniz.. Dolayısıyla , yirmi yaşındaydım ve evde annemle benden başka kimse yoktu. Saat öğleden sonra ikiydi – hep saati belirtiyorum, çünkü hayatın olağanüstü anlarında saat önemlidir, kendinde değil, ama benim için önemli-, hatırlıyorum , kendimi kanepenin üzerine attım ve ‘Artık dayanamıyorum!’ dedim. Ve bir Ortodoks papazının eşi olan annem, bana şöyle dedi: ‘Böyle olacağını bilseydim kürtaj yaptırırdım!’ Söylemem gerekir ki bu sözler, beni bunalıma sokmak yerine, bir kurtuluş gibi oldu. Bana iyi gelmişti… Çünkü hakikaten sadece bir kaza olduğumu anladım. Hayatımı  ciddiye almak gerekmiyordu. Kurtarıcı bir sözdü bu. Yalnız , yine de kürtajın ailelerde kabullenilmediği bir dönemdi, gizli saklı bir şeydi. Şimdi bu şeyler normal. Ama yine de , bunu bana bir papaz karısı olan annemin söylemesi… annemin çok zeki bir kadın olduğunu da hemen hemen bu dönemde anladım… Bundan önce hor görüyordum onu. Onu takdir etmeye başlamama iki şey enden oldu : Bir gün bana sadece Bach’ı sevdiğini söyledi (ben de onu büyük bir müzisyen olarak görüyordum) ; bir de kürtaj üzerine o sözü..’

 

cioran-6

cioran-5

Comments are closed.